Norveç’in Dağlarında Eriyen Buzullar, Vikinglerin Gizli Dünyasını Ortaya Çıkarıyor
Norveç’in dağlık bölgelerinde hızla eriyen buzullar, insanlık tarihinin gizemli sayfalarını aralıyor. Lendbreen Buzulu’nda gerçekleştirilen arkeolojik kazılar, Viking Çağı’na ait ahşap yapıları destekleyen taş temelleri ve birçok antik eseri gün yüzüne çıkarıyor. Bu keşifler, Vikinglerin yüksek dağ geçitlerini ne şekilde kullandığına dair yeni ipuçları sunarken, iklim değişikliğinin arkeolojik kalıntılar üzerindeki etkilerini de gözler önüne seriyor.
Antik Bir Hazine Gün Yüzüne Çıkıyor
Güney Norveç’te olağanüstü derecede sıcak bir mevsim, Lendbreen Buzulu’ndaki erimeyi hızlandırıyor ve arkeologların dikkatini çekiyor. “Secrets of the Ice” projesi kapsamında çalışan arkeologlar, bin yıldır donmuş bir arkeolojik hazineyle karşılaşıyorlar. Bu hazinenin içinde MS 3. yüzyıldan Viking Çağı’na kadar kullanılmış aletler, tekstil parçaları, deri ayakkabılar ve hatta 1.300 yıllık bir ok bulunuyor.
Taş Temeller ve Viking Yaşamı
Araştırmacılar, Lendbreen geçidinde temizlik çalışmaları yaparak ahşap yapıları destekleyen taş temelleri gün yüzüne çıkarıyor. Radyokarbon tarihleme yöntemiyle bu yapıların MS 750-1150 yılları arasına, yani Viking Çağı’na ait olduğu belirleniyor. Bu temeller, Vikinglerin dağlık bölgelerde sadece geçici değil, aynı zamanda yerleşik bir şekilde yaşamış olabileceğini gösteriyor.
İklim Değişikliğinin Çift Yönlü Etkisi
Yıllardan bu yana Norveç’te buzulların %11 oranında azalması, arkeolojik keşifler için bir fırsat oluştururken aynı zamanda eserlerin bozulma riskini artırıyor. İklim değişikliği uzmanları, buzulların erimesinin antik mikroorganizmaların ve virüslerin ortaya çıkmasının yanı sıra Avrupa’da aşırı hava olaylarını tetikleme riskine de dikkat çekiyor.
Bir Zaman Kapsülü Olarak Buzullar
Lendbreen’deki keşifler, Vikinglerin yaşamı hakkında önemli bilgiler sunarken, aynı zamanda eriyen buzulların insanlık tarihine ve çevreye olan etkilerini de gözler önüne seriyor. Oradan çıkarılan eserler, Vikinglerin savaşçı kimliklerinin yanı sıra çiftçi ve tüccar bir toplum olduğunu da kanıtlıyor.