Milyonlarca çalışanın gözü kulağı asgari ücret görüşmelerine çevrildi. Peki asgari ücrette zammında hangi formüller üzerinde duruluyor.
Yeminli Mali Müşavir ve Ekonomist Muhammet Bayram, milliyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada konu ile ilgili şunları söyledi:
“Merkez Bankası’nın Piyasa Katılımcıları Anketi’nde sene sonu enflasyonu yüzde 68 olarak tahmin ediliyor. Ancak Merkez Bankası zaten enflasyon tahminini OVP’den sonra yükseltmiş, yüzde 65 seviyelerine getirmişti. Sene sonu enflasyonun yüzde 70’ler civarında olacağını tahmin ediyoruz.
MEMURA NEDEN DAHA FAZLA ARTIŞ YAPILACAK?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, SGK ve Bağ-Kur emeklileri ve memur ile memur emeklilerine yönelik ne kadar artış olacağına yönelik bir açıklama yaptı. SGK ve Bağ-Kur emeklilerinde sadece enflasyon farkı dikkate alınıyor. Memur emeklilerinde ise toplu sözleşme zammı da dikkate alınarak bir zam yapılıyor. O nedenle memur emeklisinin burada artışı daha fazla oluyor.
‘9 PUAN REFAH PAYI FARKI VAR’
Devlet memur ve memur emeklisini korumak adına bir pozitif ayrımcılık yapmış oluyor. O yüzden ‘enflasyon hiç artmasa dahi sana vereceğim toplu sözleşme zammı var’ diyor. Bu da geçtiğimiz Haziran’da yüzde 6 seviyesindeydi. 2024 yılı Ocak ayında toplu sözleşme zammı yüzde 15 seviyesinde gerçekleşti. Burada yüzde 9’luk refah payı artışı var.
‘REFAH PAYI İLE BİRLİKTE ZAM YAPILACAK’
O yüzden emekliler yüzde 38 bandında zam alacakken, memur emeklilerine ise yüzde 49-50 civarında zam yapılacağının açıklanmasının nedeni bu. Sene sonu tahminler de yapılıyor. Tabi SGK ve Bağ-Kur emeklilerine zam farkını devletimiz karar verecek. SGK, Bağ-Kur emeklilerine daha az, memur ve memur emeklilerine daha fazla zam yapılacağını düşünmüyorum. Yine refah payı artışı ile birlikte bir zam yapılacaktır. Memur, memur emeklisinin yüzde 50 zam almasının neden refah payıdır.
Memur, memur emeklilerine yüzde 50 artış olacağı için asgari ücretliler de kendilerine bu minvalde bir artış bekliyor. Burada piyasanın dengeleri de önemli. İşveren dolar bazında maliyet konusunda zaten sıkıntıda. Bazı üretimler yurt dışına kaymaya başladı. Asgari ücret rakamının işçilik maliyetleri açısından önemli bir yeri var.
BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET ÖNERİSİ
Bu en düşük ücrettir. Türkiye’nin en ücra köşesinde çalışanın da büyükşehirde çalışanın da aynı asgari ücret üzerinden değerlendirildiğini belirtmek gerekiyor. Ama büyükşehirlerde asgari ücret rakamı her zaman için farklı olmuştur. Resmiyette asgari ücret rakamı olsa da bunun üzerinde bir rakamla birlikte işçiler çalıştırılmıştır.
Asgari ücret konuşmalarında bölgesel asgari ücretin değerlendirilmesi gerekiyor. Eğer bu olursa büyükşehirlerdeki adaletsizlik ortadan kalkmış olur.
ASGARİ ÜCRETTE MASADAKİ ÜÇ RAKAM
Özetle şu anda bir asgari ücretlinin maaşı 11 bin 402 TL seviyesinde. Asgari ücrete yüzde 40 oranında artış olursa 15 bin 963 TL, yüzde 45 zam olursa 16 bin 533 TL, yüzde 50 oranında artış olursa 17 bin 103 TL seviyesine gelecek.
GÖRÜŞMELER NE ZAMAN BAŞLAR, MASADA HANGİ KONULAR GÜNDEME GELECEK?
Aralık ayı başı itibarıyla başlayacağını düşünüyoruz. İşçinin vergi üzerindeki yükünün azaltılması konusunda büyük bir reform yapıldı. Artık ücretlinin asgari ücret kısmı kadarından vergi alınmıyor. Ama burada istisnanın yanlış uygulanmasından dolayı ücretliler daha erken vergi dilimine girmek durumunda kaldılar. Bunun düzeltilmesi gerekiyor.
Biz OECD ülkeleri arasında ücretler üzerindeki vergi yükü en yüksek 6’ncı ülke durumundayız. Ücretlilerin enflasyonist ortamdan dolayı yaşadığı mağduriyetler var. Bir etikete zam geldiğinde ücretli gelip de patronuna ‘ben zam istiyorum’ diyemiyor. 6 ayda bir zam farkı alabiliyorlar. Ücretlilerin vergi yükü sabitlenmeli, ücretlilerin market alışverişlerinden kaynaklı burada vergilendirme var. Dolaylı vergilerin payı doğrudan vergilerin payına göre daha yüksek. Burada çok kazanandan daha çok, az kazanandan daha az vergilendirmeyi göreceğiz. 12. Kalkınma Planı’nda buna ilişkin işaretler mevcut. Bunlar yapılana kadar ücretliler üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerekiyor.
Bir diğer husus ise ücretlilerin vergi beyannamesi vermesidir. Ücretliler şu anda vergi beyannamesi vermiyor. Bir ticaret erbabı iş ile ilgili hususlarda gelir elde ediyor, bazı şeyleri de giderleştirebiliyor. Bir işveren müşterilerini yemeğe çıkarıp o faturaya ilişkin gider yazabiliyor. Ama gerçek bir kişi ücretli olsa, işi alakalı bir yemek yese buna ilişkin beyanname vermediği için vergi yükü üzerine kalıyor.
‘1 MİLYON 900 BİN TL ÜCRETİ OLAN BEYANNAME VERİYOR’
Şu anda 1 milyon 900 bin üzerinde yıllık ücret geliri olan beyanname verebiliyor. Kendisi adına kesilmiş stopajdan kaynaklı vergi iadesi alabiliyor. Ücretlilere kendileri adına bir stopaj kesintisi yapılıyor. Beyanname vermek suretiyle ödemiş olunan vergi daha fazla ise iade alabiliyor.
‘ÜCRETLİLER BEYANNAME VERMELİ’
O yüzden ücretlerin beyanname vermesinin yolu açılırsa, yapmış oldukları giderler, eğitim, sağlık harcamaları gibi beyanname verilirse ücretlilerin üzerindeki enflasyonist baskı azaltılır ve gelir dağılımı adaleti sağlanır diye düşünüyorum.
Ben Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bu ana başlıklar üzerinden görüşme yapacağını düşünüyorum. Asıl konuşulacak husus açlık sınırı üzerinde bir asgari ücret ve alım gücünü koruyan bir asgari ücrettir. Ben görüşmelerin aralık ayı itibarıyla başlayacağını düşünüyorum.”